14 Ocak 2011 Cuma

Üniversite sadece puana göre seçilmez !

Melabalar,

Bu seferki değinmek istediğim şey üniversite ve fakülte/bölüm seçimi. Çoğu kişinin girdiği üniversite hakkında çok geniş bir bilgisi olmaz. Kulaktan kulağa gezen hurafeler vardır. ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi en iyi devlet üniversiteleri; Bilkent, Koç, Sabancı en iyi özel üniversitelerdir. Tıpta Çapa, Hacettepe çok meşhurdur. Bu yüzden biraz da dershanelerin buralara giden öğrenciler üzerinden daha çok prim yaptığını düşünürsek buralara doğru yoğun bir baskı vardır üzerimizde. Tabi ki adı duyulmuş bir üniversitede olmanın avantajları vardır. Çünkü belli bir çizgileri vardır. Sistemleri oturmuş, kaynakları yeterlidir. Kaynaklar önemlidir çünkü basit bir örnekle üniversitenizin parası azsa küçük tahta sıralarda oturursunuz, hocanızın elindeki diagramı tahtaya çizmesini beklersiniz. Ama üniversitenizin durumu iyiyse ders boyu kalkmak istemeyeceğiniz koltuklarda oturup hocanızın projektörle gösterdiği slaytlara yetişmeye çalışırsınız. Veya bir proje yapmak istediğinizde üniversitenizin size destek verip veremeyeceğini yine kaynakları belirler. Fakat sözlerim yanlış anlaşılmasın bunların dışında bir sürü çok çok iyi üniversite vardır.

Aynı durum okulun sosyal durumu için de geçerlidir. Olimpik havuzunu, spor salonunu, çeşit çeşit tesislerini haftanın 7 günü hizmetinize sunan bir üniversiteyi kampüsü, bahçesi bile olmayan, iki tane 5-6 katlı binadan oluşan üniversitelere tercih edersiniz diye düşünüyorum.

Yukarıda bahsettiklerim önemli faktörler fakat sizin daha da önem vermeniz gereken şeyse tam olarak ne olmak istediğiniz. Uçakları seviyorsunuz uçaklar ilginizi çekiyor bu durumda ne seçmelisiniz ? Uçak uzay mühendisliği mi ? Hayır. Öncelikle bir üniversitenin Uçak ve Uzay bölümüne giden 3. veya 4. sınıf biriyle konuşmanız gerek. Aksi takdirde ne komşunuzun oğlunun kazandığı maaş ne de dershanenin size dağıttığı meslek broşürleri size uçak ve uzay mühendisi ne yapar ne yapmaz anlatamaz. Kim bilir belki Koç Üniversitesindeki Uçak ve Uzay bölümü hocası sizin artık uçaklardan nefret etmenizi sağlayacak veya ODTÜ'deki bir hoca tam tersine "Tam istediğim bölümü yazmışım, Uçak ve Uzay harika!" dedirtecek. Demek istediğim önce üniversiteye karar verip bölümü seçmeyin önce bölümünüze karar verdin ve hangi üniversitelerin o bölümde daha iyi olduğunu araştırın. Bunun için piyasayı da araştırın. Çalışan insanlarla konuşun Boğaziçi mezunlarının işletme ve yönetim gibi bölümlere daha uygun eğitim gördükleri veya Koç üniversitesinin ekonomi eğitiminin diğerlerine göre daha iyi olduğunu herhangi bir tanıtıcı kaynakta bulamazsınız.
Dipnot*

Bunların haricinde üniversitenizi seçerken aklınızda bulunması gereken şeyler devam ediyor. Birincisi istediğiniz mesleğe giden yol gerçekten o fakülteden mi geçiyor ? Bir arkadaşımın anısı şöyledir: İTÜ Gemi ve Deniz Teknolojilerindeki bir bölümde daha ilk ders. Hoca derse girer. Burada kaç kişi bu bölüme kaptan olmak için geldi der. Sınıfın %95'i elini kaldırır. Hocanın yanıtı (kelime kelime aynı olmasa da) : "Bu bölümü bitirince kaptan olamıyorsunuz. Yerinizde olsam şimdi çıkar ve yeniden ÖSS'ye hazırlanırdım.".

Sadece basit mesleklerle kısıtlamayın kendinizi. Fen lisesinden mezunsan ya doktorsun ya mühendis diye bir şey yok. Fen lisesinden çıkıp çok iyi proje müdürü, teknik danışman veya ayda binlerce dolar prim yapan bir pazarlamacı da olabilirsiniz. Daha adını sanını duymadığınız yüzlerce meslek var. Bunlar için Kariyer.net (www.kariyer.net/), SecretCV (www.secretcv.com/) veya Monster (www.monster.com.tr) gibi ünlü kariyer sitelerini karıştırın. Mesleğinizi okulunuza veya aldığınız eğitime göre değil kişiliğinize göre seçin. Liseye giriş yaparken daha çok küçük yaştaydınız. Çoğunuzun kendi kararları bile yoktu. O zaman yapılan bir seçimi devam ettirmek yerine kendinize bakın ve sorun "Benden iyi ne olur ?". Kimisi bunu geç farkediyor kimisi daha da geç. Yakın çevremde en az 7 kişi tanıyorum, geldiği bölümü görüp bu bana göre değilmiş ben tekrar üniversite sınavlarına hazırlanacağım diyen. Ama geri dönmek kolay değil. Koskoca bir yılınız gidiyor. Sonuçta üniversiteden mühendis, doktor diploması alan herkesin diplomasının gösterdiğini yapması gerekmiyor fakat istemediğiniz bir eğitimi sadece diploma için almak da 4-6 yıl boyunca çekilmiyor.

Son olarak bahsetmek istediğim okulun sistemine dikkat etmeniz. Her okulda farklı eğitim sistemleri var. Örneğin İTÜ'de ders aldığınız bir hocayı beğenmediniz veya hocayla atıştınız yahut notunuz düşük geldi. Sonraki dönemlerde o dersi başka bir hocadan alabiliyorsunuz. Yine mi olmadı bir daha alın. Bir dersi istediğiniz kadar alma hakkınız var (fakat yerinde saymak gibi olacağından okulunuz uzayabilir). Koç üniversitesinde ise bir hocanın dersinden kalsanız bile tekrar alırken aynı hocadan almak zorundasınız. Notunuzu mu beğenmediniz ancak yaz okulunda alabiliyorsunuz bu durumda. Başka bir örnek ODTÜ'de bir mühendis piyano dersi alıp bunu bir nevi sosyal ders olarak ortalamasına yansıtabiliyor. Staj yapmanız gerektiğinde İTÜ'de kendi başınasınız fakat Koç'ta danışmanınız size staj bulmanız konusunda yardım ediyor, kariyerinizi çizmenize yardım ediyor. İTÜ daha bilimsel akademik ortama göre dersler verirken Koç daha çok piyasaya özel sektöre hazırlıyor.

Bunlara dikkat etmeden üniversitenizi seçmeyin. Dünyanın en önemli kararı olmasa bile tahmin ediyorum ki hayatınızın en büyük kararı şu anda bu.

Captain out !


*Referans: http://img528.imageshack.us/i/aufzeichnenbr1.jpg/sr=1

12 Ocak 2011 Çarşamba

İTÜ ve Sosyal Hayat

Melabalar,

İTÜ'nün en eleştirilen yönlerinden birisinden bahsedeceğim size bugün: İTÜ'deki sosyal hayat. Çoğu kişi tarafından eleştirilmesinin sebebi çok iyi tesislere sahip olmasına rağmen bunların çoğuun yoğun kullanılmıyor olması. İTÜ öğrencileri asosyaldir gibi bir görüş yerleşmiş. Fakat daha hazırlık binasına adım attığınızda sizi SKM (Sosyal kültürel merkez) karşılıyor. Bir sürü kurs sunuyor dönemin başında. Bunlar diksiyon derslerinden yan flüt kurslarına, dans eğitimlerinden gitar derslerine kadar çeşitlilik gösteriyor. Ücretleri de aylık 40-50 lira gibiydi en son. SKM hakkında daha detaylı bilgiye buradan erişebilirsiniz: http://www.sosyalkulturelmerkez.com/ Size tavsiyem okula gittiğiniz andan itibaren bu duyuruları takip etmeniz çünkü hepsinin belli kontenjanları veya sınırlı başvuru tarihleri oluyor. Burada İTÜ'nün bir kuralı daha ortaya çıkıyor: Asla beklemeyeceksiniz. Gidip Maçka'daki SKM'ye sorun hangi kurslar ne zaman açılıyor diye veya sınavınız ne zaman hoca duyurmadı mı? Duyurmayabilir. Hocanıza gidip soracaksınız nereden çıkacak, ne zaman, nerde diye. Hiç bir konuda nasılsa söylerler demeyin çok şey kaçırırsınız.

İTÜ'deki yaklaşık 12 köpeğimizden birisi 
Devam etmek gerekirse İTÜ'de çok harika bir olimpik yüzme havuzu var ve kendisi Ayazağa/Maslak kampüsünde Gemi ve Deniz Teknolojileri Fakültesinin arkasında. Bu havuzun kullanım saatleri akşam 8.45 de son buluyor ve 1 saat 15 dakikalık seanslarla girebiliyorsunuz. Seans başı giriş ücreti öğrencilere 3 lira. Fakat parayı kontor alır gibi toplu bankaya yatırıyorsunuz dekontu verdikten sonra havuza, siz girdikçe oradan düşüyorlar. Havuz hakkında daha detaylı bilgi için: http://www.ituspor.itu.edu.tr/ituhavuz/

İTÜ'deki en büyük sosyal aktivite ise öğrenci kulüpleri. Bunların içinde Aikido, kick box, MMA, tekwando gibi savaş sanatları kulüplerinden dalış, paraşüt, dağcılık gibi extreme spor kulüplerine FRP, Go, Japon kültür kulüpleri gibi daha özel alanlara uygun kulüplere veya IEEE Comsoc veya Otokon gibi çeşitli fakülte bölümlerinin daha teknik kulüplerine kadar herkese uygun bir şey var. Ayrıntılı bilgi için : http://www.ksb.itu.edu.tr/main/kulupler.aspx bakılabilir. Fakat burada adı olmayan kulüpler de mevcut. Genellikle Kulüpler dönem başlarında her fakültenin panolarını afişleriyle doldururlar onları takip ederseniz daha başka kulüplerle de karşılaşabilirsiniz.

İTÜ'nün gayet yeni yapılmış stadı içinde çalışan amerikan futbolu takımına veya havuzda çalışan su topu takımına veya fakültenizin futbol takımına girebilir, arkadaşlarınızla Gümüşsuyu veya maslak kampüslerindeki halısahalarda maç yapabilirsiniz. Bunlar da mı kesmedi ? Bir konuya ilgili yeterli kişiyi topladığınızda kulüpler birliğine başvurup kendi kulübünüzü açabilirsiniz. Tabi beklediğiniz desteği her zaman alamayabilirsiniz ve gerekli bürokrasiyi göze almanız gerek.

Size verilecek olan İTÜ web mail adresinizin şifresini unutmayın ve düzenli kontrol edin. Çünkü okul çapındaki seminerler duyurular, yapılacak maçlar, konserler, kulüp reklamları oralardan da yayınlanıyor mail olarak.

Son olarak bunların %95 inin ücretli olduğunu ve ücretlerin kurstan kursa gerekli malzeme ve ekipmanlara göre değiştiğini unutmayın. Fakat bu kursları mezun olduktan sonra alabileceğiniz herhangi bir yere göre de çok çok uygun olduğunu unutmayın.

E peki bu kadar fırsat varken İTÜ öğrencileri neden asosyal damgası yiyor? Çünkü üniversiteli öğrenci psikolojisine kapılıyorlar. Ya bu fırsatların hepsi ellerinin altında olduğundan bunların değeri kalmıyor ya da derslerinde başarılı olmaya öyle kaptırıyorlar ki kendilerini bunlara zaman ya da fırsat ayırmıyorlar. Üzücü...


Captain out !