23 Şubat 2012 Perşembe

Eve çıkacaklara tavsiyeler

Melabalar,

Bu seferki yazımda özellikle eve çıkacak olan kişilere tavsiyelerde bulunacağım. Öncelikle İstanbul'da olduğumuzdan dolayı üniversitenizle aynı şehirde bile yaşıyor olsanız kendi evinize çıkmak mantıklı gelebilir. Ulaşım mesafesi olsun, zaman olsun daha ekonomik (ekonomik olmayabilir tabi...) ve rahat olabilir.

Tavsiyelerime gelince:

İlk olarak İTÜ metro hattı üzerindeki bir üniversite yani Taksim-4.Levent metrosuna ulaştığınızda İTÜ'de istediğiniz fakülteye ulaşmak için en fazla 40 dakika yeterli oluyor. Ayrıca trafik ve hava muhalefetinden de etkilenmiyorsunuz. Bu nedenle en gözde yerler bu metro hattı üzerindeki yerler. Daha da özele inecek olursak İTÜ öğrencileri özellikle 4.Levent, Sanayi Mah. ve Mecidiyeköy duraklarında konuşlanıyorlar. Özellikle 4. Levent Çeliktepe tarafı uygun fiyatıyla bolca öğrenci barındırıyor. Mecidiyeköy'deki evlerin fiyatları genellikle 4.Levent tarafına göre biraz daha yüksek ama Mecidiyeköy'e de ikinci Taksim desek yalan olmaz. Tam bir kavşak noktası ve bir sürü avm ve ulaşım yoluyla her şeyi barındıran bir yer. Fiyatlarda biraz daha detaya inersek öğrenci evi tabir edilen ve çok lüks barındırmayan ve yaşanabilecek 3+1 evler 900/1000 TL civarında kiraya sahipler. Bunun haricinde aranırsa tabi ki kelepir denilen fırsatlar da çıkacaktır fakat 3 kişilik bir ev 800 liranın altına düşmez sanıyorum. Kelepir dediğim konu da aynı fiyata evin kalitesinin yükselmesinden ibaret. Bir de sanıyorum ki kişiler evi tutarken biraz olumlu yaklaşıyorlar. Burası da iyi biraz uzak duraklara ama sorun olmaz spor olur dedikleri yol birkaç ay sonra spor olmaktan çıkıyor, ölüm oluyor. Okula devamlılığınızı bile etkileyebilecek faktörler bunlar o nedenle iyi seçim yapın.

Ev bakma olayı İstanbul'da genllikle internetten seçip gidip görmek şeklinde olsa da sokak sokak gezerek ev bulamazsınız diyen yok. Sadece aşırı yorulup boş dönmeniz olası. Ayrıca ev sahipleri de herhangi bir ücret ödemediklerinden genellikle emlakçılara vermeyi tercih ediyorlar. Emlakçılar da bir kira karşılığını sizden peşin alıyorlar. Yani 1000 liralık bir eve çıkmak istediğinizde yaklaşık 1000 lira ilk ayın kirası + 1000 lira emlakçıya + 1000 lira da depozito = 3000 lira gibi bir bedel ödemeniz gerek.

Eşyalara gelelim. Eşyalar konusunda öğrenci evlerinde genellikle ikinci el tercih edilir. Böylece zaten kısa ömürlü olan öğrenci evleri dağıldığında veya taşınıldığında elden çıkartmak kolay olsun. Elden çıkartılamasa da eşyalardan edilen zarar fazla koymasın. Eve çıkarken eşya alabileceğiniz en uygun ve en iyi yer diğer öğrencilerdir. Yeni eşya alan veya evini dağıtan öğrencilerin çoğu eşyaları atmaktansa birine bedava vermeyi bile tercih eder. Haber salın etrafınıza beyaz eşya arıyorum diye. Okulda panolara ilan asın isterseniz. Emin olun çok karlı çıkarsınız. Tabi biraz parayı gözden çıkartabilenler için en düşük modelli dolap+ocak+çamaşır mak. gibi setler de var var uygun sayılabilecek fiyatlara. Burada çok öenmli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum : Bulaşık makinesi. Öğrenci evlerinin çoğunda bulaşık makinesi bulunmaz çünkü bulaşık elde yıkanabildiği için makinesi gereksiz masraf sayılır. Hele o kadar para harcamışken, masraf kısacak yer arar insan. Fakat emin olun ki bir öğrenci evinde en büyük tartışmalar bulaşık yüzünden çıkar genelde. Bulaşık birikir birikir, kimse yıkamak istemez bir süre sonra o bulaşık tepeciği bir savaş alanına döner. Sırf bulaşık yüzünden dağılan kaç ev ve küsen kaç arkadaş gördüm. Bulaşıktan başlayan tartışmalar büyür hep. Siz siz olun ya makinesini alın ya da çok düzenli yıkayacağınıza dair anlaşma imzalayın. Genelde giysi dolabı olarak bez dolaplar tercih edilir. Her öğrenciye bir masa bir sandalye ve yatak yeterli olur. Bunlar fiyatı uygun şeyler genelde.

Faturalara gelelim. Hayatında bu işlerle hiç haşır neşir olmamış kişiler için söyleyeyim internet hariç bütün faturalarınızı ;Ziraat Bankasına ödeyebiliyorsunuz. Fellik fellik vezne aramayın diye söylüyorum. 3 kişilik bir evde genelde doğalgaz kış aylarında 150-250 arası gelir. İnternet elektrik suyu da ekleyince faturalar toplamı kişi başı 100-150 lirayı rahat bulur. Tabi internet hızınızı düşük alırsanız, evinizi iç cepheden soğuk ve rüzgar görmeyen yerden bulursanız, evde adam gibi vakit harcamazsanız bunlar azalır.

Son tavsiyem ev mi, yurt mu sorusuna gelsin. Yurt harikadır. Yaşanması gereken bir ortamdır. Tavsiye ederim. Ama hiç bir yurtta üniversite hayatı boyunca kalınmaz. En az son 2 sene eve çıkılmalıdır. Böylece hem evin rahatlığıyla üniversite daha da rahat okunur, hem evin sorumluluğunu almak öğrenilir, hem de bir nebze hayata atılmış olursunuz. Bu arada ufak bir hatırlatma okul yurtlarının kullanım süresi 5 yıl. Yani 5 yıldan fazla kalamıyorsunuz. Atılıyorsunuz. Bilginize...

Captain out !

İTÜ'de Telekomünikasyon Müh./Elektronik Haberleşme Müh.

Melabalar,

Bu sefer biraz detaylı bir yazı yazacağım uzun süreden sonra. İTÜ'de en iyi bildiğim bölüm olan Telekomünikasyon Mühendisliği bölümü hakkında yazacağım. Kiminiz biliyordur kiminiz bilmiyordur bu bölüm genelde Elektronik ve Haberleşme olarak geçer fakat İTÜ vakti zamanında bu bölümü daha da özelleştirdi ve Telekomünikasyon Mühendisliği haline getirdi. Fakat şimdi neden olduğunu bilmediğim bir sebepten dolayı tekrar birleştirdiler. İşin içinde bir sürü bürokrasi var tabi, herkes farklı bir sebep buluyor kendince. Konumuza dönelim.

Elektronik Haberleşme bölümü (EHB) her türlü verinin oluşturulması, işlenmesi ve iletilmesiyle ilgilenir. Yani bir verinin DVD'ye kaydedilip bir yerden bir yere götürülmesinden, fiberoptik kablolarla internetinizin taşınmasından, uydularla iletişime kadar EHB'nin alanıdır. Çok etkileyici değil mi ? Ama işin aslı öyle değil pek. Anlatayım.

EHB bölümü için birazcık karma bir bölüm diyebilirsiniz. Bilgisayar mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, kontrol mühendisliği gibi bölümlerin her birinden birkaç ortak ders alırsınız. Yani her şeyden biraz görürsünüz. İlk senenizde zaten herkesin almak zorunda olduğu Matematik 1-2, Fizik 1-2, Kimya, Türkçe gibi havuz derslerini alırsınız. Kimya, bildiğiniz lise kimyasının tamamının 4 aylık özeti gibi. Fizik için de diyebileceğim yine lisede gördüklerinden birkaç konunun seçilerek sadece onların anlatılması. Fizik 1'de netwon fiziği ve mekanik göreceksiniz, Fizik 2'de de dalgalar ve termodinamik (nam-ı diğer ısı alışverişleri, genleşmeler, ısıyla değişimler falan filan) göreceksiniz. Matematik 1 çok zorlayıcı olmayacaktır çünkü sadece türev ve integral göreceksiniz bilmediğiniz çok az şey var burada da. Fakat Matematik 2'ye geçince bilmediğiniz çoook şey göreceksiniz. Bunların içinde önünüzdeki öğrenim hayatınız boyunca yeni toplama çıkarma işleminiz olacak olan çok katlı integraller ve kısmi türevler olacak.Başlangıçta dizi-seri ile gireceksiniz konulara fakat başta ben biliyorum diye savsaklamayın (tabi not kaygınız varsa). Bu nedenle bu dersi kaçırmamanızı tavsiye ederim sırf matematik hakkında daha geniş bilgi sahibi olmak için bile gidilebilir konular güzel bence.

Bunun haricinde Mühendislik Etiği, EH Müh.'ne giriş gibi çerezlik dersler var ilk dönemde. Bil101E dersi bilgisayar genel kültürünüzü ölçmek için sadece. Biraz çalışıp sınavına girip muaf olabilirsiniz. Bilgisayar parçaları nelerdir, bilgisayar nasıl çalışır, donanım-yazılım nedir falan filan. Biraz da Unix kullanımı öğretiyorlar sadece o kısmı faydalıydı bence. Lineer Cebir'e gelince kendisi sadece matris ve determinant hesabı, biraz da analitik geometri. Hiç derse gitmeden bile yüksek notla geçebilirsiniz.

Olasılık ve İstatistik konusunda diyeceğim şey ise olasılık kısmı çok kolay. Bildiğiniz top çekme, kitap dizme permütasyon, kombinasyon... Ama istatistik kısmına gelince iş değişiyor. Bir sürü özel adı olan orantı çıkıyor, tamamen tanım karmaşası. Onun şuna oranına bu denir, bunun şununla çarpımına şu denir, şunu şuna bölersen adı şu olur. O kadar çok şey var ve o kadar benziyorlar ki karışıyorlar. O nedenle en azından ilk vizeden sonra takip edin biraz biraz. Malzeme de çok zorlayıcı bir ders değil az çabayla çok not alabilirsiniz. Biraz kimyaya ve atom yapılarına giriyor ama genelde bir sürü yeni şey. Hepsi basit şeyler.

İlk 2 döneminiz böyle geldi geçti. Sonrasında 3. dönem geliyor. Burada çok hayati dersler var. Öncelikle Difefansiyel Denklemler. Size çok kısa bir tanım vermem gerekirse bir denklemin içinde kendi türevini de koyarsanız diferansiyel denklen oluyor. Bu kadar basit bir tanım fakat çözülmesi için özel teknikler var ve diferansiyel denklemler neredeyse bütün derslerde defalarca karşınıza çıkacak. Normal denklemlerle işiniz bitecek. Çözmeniz gereken neredeyse her denklem diferansiyel olacak, çok önemli. Bunun yanında Elektronik Devre Temelleri... Geçmesi zor bir ders iyi takip etmeniz gerek. Kalan çok oluyor genelde ve daha da kötüsü çok önemli bilgiler var. Bu dersi anlamadan ileride göreceğiniz Devre Sistem Analizi, Elektronik 1-2 gibi dersleri geçmeniz çok çok zor.

Elektromanyetik Alanlara Giriş (EMAG) tamamen hocanızın elinde. Çok zor hale getirilebilen bir ders. Siz anlatılan her şeyi anlasanız da yeni bir soru karşısında bu ne yaa diyebilirsiniz. Bir miktar anlayacaksınız ama her şeyi anlayamayacaksınız. Bildiklerinizle geçirip geçirmemek de hocanıza kalmış.

Elektronik 1-2 derslerinde artık devrelere giriyorsunuz. Devrelerdeki bazı özel elemanlarla mühendislerin nasıl başa çıktıkları anlatılıyor size. Diyot, opamp gibi çok kullanışlı ve çok yönlü devre elemanlarının hangi durumlarda nasıl davrandığı tüm detaylarıyla anlatılıyor. Her şey çok güzel giderken bu elemanları karmaşık bir devre içinde görünce afallıyorsunuz. Bu yılın en önemli derslerinden bir diğeri de Bil105E yani C programlama dili. Bu derste bilgisayar programı yazmanın temellerini görüyorsunuz. Neden çok önemli ? Çünkü sadece bu dersi alıp ilerletip bunu meslek edinebilirsiniz. Yeni bir dil öğreniyorsunuz ve bu dilde yazdıklarınız programlar haline geliyor. Önem vermenizi şiddetle tavsiye ederim. İlerideki derslerinize katkısı sorgulanabilir ama size katkısı şüphesiz harika. Ayrıca cv'nizde C biliyorum demeniz işinize çok yarayacaktır.

Veri yapıları bir başka dikkat çeken ders. Sınıfın yarısından fazlasının en düşük notla ucu ucuna geçtiği bir ders. Dersler slayttan anlatılıyor. Hoca sizin slaytlardakileri anlamanızla ilgilenmiyor, sadece ders bitmeden slaytların bitmesiyle ilgileniyor. Baktı yetişmeyecek siz bunlara bakın evde, önemli buralar diyerek takır takır geçiyor. Öğrenciler de anlayıp geçmek için debeleniyorlar, bir bilen arıyorlar. Sayısal yöntemler de biraz tanıtım niteliğinde bir ders. Matematiksel sonuçlarla keskinliğe önem veriyor. Bir sayıyı virgülden sonraki 5-6 basamağına kadar en ince nasıl hesaplarız, bunun metotları nelerdir onları anlatıyor. Çok anlamsız gelecek size. Burada gördüğünüz bir iki yöntemi ileriki derslerde bir iki yerde göreceksiniz sadece ki onlar da yeniden anlatacak zaten size.

Sayısal devreler bilgisayarların, elektronik kartların, entegre devrelerin içinde neler olduğunu ve elektrikle nasıl bir ilişkide çalıştıklarının temellerini öğretiyor. Hoca size 4-5 kapılı devreler anlatıyor sonra diyor ki "Tabi günümüzde entegrelerde yüz binlerce kapı var ve bilgisayarlarla programlanıyorlar ama temeli bu bilin yani...".

Buradan sonra artık Elektroniğe mi yoksa Telekoma mı kayacağınıza karar vermeniz gerekiyor. Dersler 2 kola ayrılıyor birinden birini seçiyorsunuz. Buradan sonra Telekom seçerseniz sinyallerin matematiksel gösterimini, elektronik seçerseniz devrelerin matematik gösterimini görüyorsunuz. Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama İTÜ'de EHB okurken bir devre veya sistem veya benzeri bir şey neredeyse hiç görmeyeceksiniz. Bütün eğitim hayatınız tahtadaki matematik denklemleri çözmekle geçecek. Derslerde etkileşim olmayacak, hoca gelip tahtaya yazacak, okuyacak, bazı yerlerde durup anlatacak ve devam edecek. Bazı hocalar bunu da yapmayacak. Bütün dersi, yıllar önce hazırladığı sunumlarını projektörle perdeden akıtarak anlatacak. Siz uykuya dalarken kendinize "Neyse sunumlara evde bakar çalışırım." diyeceksiniz. Bütün eğitiminiz tahtada şeması çizili devre ve sistemleri matematiksel denklemlerle ifade edip, o denklemleri çözmek üzerine olacak. Daha da özetlersem okul boyunca %70-80 matematikle uğraşacaksınız. Gerçek bir devre kuracağınız tek yer laboratuvar dersleri olacak. Onlarda da size verilen talimatlara uymak zorunda olduğunuz sinirli ve gergin görevlilerce hatırlatılacak. Zaten sadece size söylenenleri harfiyen yapmazsanız yapmanız gereken iş yetişmeyecek ve notunuz düşecek.

Hayal yıkar gibi oldu fakat üniversitede mühendislik pek çoğunuzun hayal ettiği gibi bir yer değil. Her konunun özeti, yüzeysel olarak anlatılıyor. Mezun olduğunuzda elinizde gerçekten para kazanmanızı, iş yapmanızı sağlayabilecek neredeyse hiç bir şey yok. Çünkü size her şeyin temeli öğretilmiş her şey hakkında birazcık biliyor oluyorsunuz.

Dönemleri bitirecek olursak, Telekomda ilerlediğiniz takdirde Analog İşaret İşleme, Analog Haberleşme, Sayısal İşaret İşleme, Sayısal Haberleşme derslerini alıyorsunuz. Bunlarda da Fourier dönüşümü adında bir matematiksel işlem öğreniyorsunuz ve bütün dersler bunun türevleri olan hızlı fourier, ayrık zamanlı fourier, ters fourier gibi işlemleri öğrenip çözmekle geçiyor.

Üniversiteye gelmeyin mi diyorum size burada ? Hayır kesinlikle gelin. Çünkü üniversite size ders olarak çok kaliteli şeyler öğretmeyecek ama o kadar geniş bir vizyon ve dünya görüşü katacak ki tahmin edemezsiniz. Üniversiteden mezun olduğunuzda aklınıza üniversiteye girdiğiniz zamanı getirin. Emin olun arada çok büyük farklar göreceksiniz ve bu farklar sizi başarıya götürecek olan asıl elementler.

Captain out !