21 Aralık 2010 Salı

Irregular olmak

Melaba,

Uzun süre sonra tekrar yazabiliyorum. Çok yoğun bir dönemdeydim ama rahatladım. Bugün İTÜ'de irregular olmaktan bahsedeceğim. Irregular yani düzensiz öğrenci normalde 1 sene yani 2 dönem okunması gereken hazırlığı İngilizce seviyesi yeterli olduğundan yarım senede yani 1 dönemde bitiren kişilere denir. Irregular olabilmek için ya sene başındaki kur belirleme sınavında A kurunu kazanmalı ya da B kurunu kazanıp dönem içi sınavlarda 80 ortalamayı tutturup iki durumda da dönem sonundaki Proficiency sınavını geçmelisiniz. Bu durumda yarım senelik (bir dönem) hazırlığı atlar ve irregular olarak ikinci dönem bölümünüze başlarsınız.

Irregular olmanın iyi ve kötü yanları var tabi ki. Bence iyi yanlarından birisi hazırlık ortamını ve Maçka kampüsünü (hazırlık binası orası, YDY olarak da geçer http://www.ydy.itu.edu.tr/ bu da sitesinin adresi) görmüş tecrübe etmiş olursunuz. Daha da iyi olan yönü okulu normalden yarım dönem erken bitirme şansınız olur ya da bu artan yarım döneminizi düşük notlarınızı yükseltmek için kullanabilirsiniz. Bir avantajı daha var ki eşe dosta "Ben irregularım." diyebiliyorsunuz. O ne derlerse "Yarım dönemi atladım." diyorsunuz ve bir "OOooooo...!" nidası alıyorsunuz ki ego için birebir.

Irregular olmanın kötü yanlarını saymakla bitiremeyeceğim o yüzden başlayayım. Birincisi ve en önemlisi her sene bölüme belirli sayıda kişi alınır ve onlar bölümün standart ders programına uyarlar. Her dönem alacakları dersler bellidir ve o kişilerle derslerinizin %90'ında aynı sınıflarda olursunuz yani bir sınıf ortamı oluşur. Bölüm derslerini aynı hocalardan beraber almanız gerekir çoğunlukla. Bu önemsiz görünebilir fakat inanılmaz önemlidir. Irrgular olarak bölümünüzden pek çok kişiyi tanımazsınız. Girdiğiniz sınıflar karmadır genel olarak. Bu da arkadaş çevrenizi önemli ölçüde küçültebilir veya büyütebilir. Sizin sosyal yeteneğinize kalmış. Üniversitede arkadaş çevresi çok önemlidir çünkü üniversitenin sosyal boyutunda da ders boyutunda da arkadaşlarınız en büyük desteğiniz olacaktır. Yapamadığınız ödevleri sorabileceğiniz, kaçırdığınız derslerin notlarını alabileceğiniz, önemli bir duyuru olursa size ulaştırabilecek olan arkadaşlarınız irregular olursanız olmayacak ya da tamamen sizin sosyal yeteneğinize kalacaktır. Irrgularlardan oluşan sınıflarda çoğu kişi birbirini o dersten sonra bir daha görmeyecektir bu nedenle bir kaynaşma olmaz. (Hazırlıktayken Irregular olmakla ilgili bir seminer düzenleniyor ve bunların hepsi yalanlanıyor okul tarafından ama birinci elden tecrübe etmiş biri olarak hepsinin doğru olduğunu söylüyorum).

Irregular olmanın ikinci ve en kötü yanlarından birisi daha önceden belirlenmiş düzenli ders programınıza uyamıyor olmanız. İTÜ'de ders seçimi şu şekilde yapılır kabaca: Her dönem başında açılan dersler ve bu derslerin hangi saatte, nerede ve hangi hoca tarafından açıldığı duyurulur. Siz onların saatlerine yerlerine bakarak seçer ve bir program oluşturursunuz. Açılan dersler açıklandıkan bir süre sonra sistem internetten kayıt yapmak için açılır ve binlerce İTÜ öğrencisi açıldığı an sisteme yüklenerek sistemi kilitler. Sistem açıldığında bir bakarsınız almak istediğiniz dersler dolmuştur. Mecburen alternatif hocalar, saatler ve günler seçmeye çalışırsınız. Gelgelelim irregularların derdi burada daha da fazladır. Çünkü çoğu bölüm dersi sırayla bir dönem açılır bir sonraki dönem açılmaz. Irregular olarak senenin yarısında bölümünüze başladığınız için almak istediğiniz dersler açılmamış olur ve yarım dönem atlamalı gidersiniz. Bir dersinizi bir üst seneden alırsınız. Bir dersinizi iki sene sonradan almak zorunda kalırsınız çünkü başka seçeneğiniz yoktur. Üst seneden aldığınız dersi anlamazsınız çünkü onun temelini anlatan ilk dersi almamışsınızdır. Bunların hepsi seçme örnekler gibi durmasına rağmen her dönem irregularların çoğunun başına gelen "genel" sıkıntılardır. Bu kötü ders seçimleri doğrudan derslerde zorlanma ve anlamama gibi sorunlara yol açar sonuç olarak ortalamanız düşer. Birlikte çalışacak arkadaşlarınız da sınırlı sayıda olduğundan genelde kendi başınıza uğraşır didinirsiniz.

Irregular olmanın son dezavantajı ise irrgularların dereceye girememesidir. Yani irregular oldunuz ve not ortalamanız 4.00 üzerinden 4.00 fakat dönem birincisi olamıyorsunuz. Bana çok saçma geliyor bu uygulama. Tamam yarım dönem fazlamız var ama onu da siz hediye etmediniz ki biz uğraştık kendimiz yarattık. Bunun cezası olarak ne alt döneme ne üst döneme dahil oluyoruz ve haliyle herhangi bir sıralamaya giremiyoruz.

Sonuç olarak benim size tavsiyem eğer üniversitede kafamı dinlerim üniversite sınavından çıkmışım biraz dinleneyim diyorsanız hazırlığı okuyun ve tam sene okuyun. Eğer biran önce başlamak istiyorsanız bölümünüze, iyi çalışın ve hazırlığı tamamen atlayın aksi takdirde gerçekten çok çekersiniz (Ahh beni de böyle uyaranlar olaydı...).


Captain out !

27 Kasım 2010 Cumartesi

İTÜ ve Yaşasın Yemek Yemek!

Melabalar,

Bu sefer konuşmak istediğim konu İstanbul Teknik Üniversitesi'nde günlük hayat.

Öncelikle yurtta kalan öğrenciler için başlamak istiyorum. İTÜ yurtları her bütçeye göre ve konfora göre çeşitlidir. 180 lira aylıkla çok uygun yurtlar olduğu gibi daha çok konfor arayanlar için 650 lira aylık ücretli yurtlar da var. Yurtların sadece erkek, sadece kız yurdu ve karma yurt olan çeşitleri var. Tabi aklınıza Avrupadaki gibi kızlarla erkeklerin beraber kaldığı yurtlar gelmesin İTÜ henüz o noktaya gelemedi (Not: http://www.internethaber.com/universiteli-kizin-barda-ne-isi-var--311099h.htm , bu gibi durumlar olduğu sürece de Türkiye'de bu tip uygulamalara çok uzak kalırız ama neyse bu başka bir zamanın konusu). Karma yurtların tek farkı kız ve erkeklerin aynı binanın farklı bölümlerinde yaşayıp güvenlik tarafından sıkı gözetim altında ayrı tutuluyor olması. Tabi bunu severek isteyecekler de var sonuçta (Şahsen her türlü kısıtlamanın sadece insanın kendi iradesiyle uygulanacağı bir gelecek hayal ediyorum tabi bu da konumuzla ilgisiz). Yurtlarla ilgili daha detaylı bilgiyi buradan alabilirsiniz: http://www.yurtburs.itu.edu.tr/Icerik.aspx?sid=1046

75.Yıl Öğrenci Merkezi/Yemekhanesi
Yurtların hiç birine yemek ücreti dahil değil. Fakat en düşük ücretli yurtlar hariç diğerlerinde ortak mutfaklar bulunmakta buralarda kendi yemeğinizi pişirebilirsiniz. Eğer Ayazağa kampüsün orta kısımlarındaki A.,F.,Z. Birkan yurtlarında veya Ayazağa kız yurdunda kalıyorsanız 75. Yıl yemekhanesine (ana yemekhane) çok yakınsınız. Akşam saat 6.30 da 4 çeşit içeren tabldot yemeğiniz 4.5 lira ve bunlarda 2-3 tane çeşidi 2 seçenek arasından seçebiliyorsunuz ve akşam yemeklerinin kötü olduğunu görmedim =). Bunun haricinde yine bu yurtlarda kalanlar geç saate kadar açık olan Kampüs Kafeye gidip tosttan pizzaya menü tabaklarına kadar olan fast food tarzı yemekleri 4-20 lira fiyat aralığında yiyebilir.

Vadi adıyla da bilinen İMKB Erkek Öğrenci Yurdu'nda kalan erkekler için yine kampüs kafe tarafından alınan 24 saat açık olan kantinden faydalanabilirler fakat gecenin ilerleyen saatlerinde istediğinizi değil kalanları yemek zorunda kalıyorsunuz genelde. Onun haricinde yine akşam 6.30 da kantinin alt katındaki yemekhanede 4.5 liraya 4 çeşit tabldot yemeğinizi yiyebilirsiniz. Fakat bunda seçme şansınız yok ve her akşam istenileni karşılamayabiliyor. bunun haricinde Vadi yurtları kampüsün en uzak sınırında olduğundan 75. Yıl'a gitmek yürüyerek 20 dakikanızı alabiliyor. O saatlerde de hizmet veren kampüs içi ücretsiz mekik dolmuşları ile 75. Yıl'a gidebilirsiniz. Bunun haricinde kampüsün duvarının hemen karşısındaki 4 küçük lokanta vadililerin en gözde tercihi. Bunların içinde ev yemeği yapan, ızgara ve et ağırlıklı olanlar var. Fiyatları 4-8 lira arasında değişen yemeklerle karnınızı doyurabilirsiniz.

Kampüs Kafe


Yurtlarda kalan her öğrencinin en büyük dostu can yoldaşı aşçısı Yemeksepeti'ni de unutmamak gerek. www.yemeksepeti.com yurtlarda kalan herkesin bilgisayarında bir kısayol edinecektir.

Bunun haricinde tüm öğrenciler için (yurtta kalan veya kalmayan) tüm öğrenciler için tüm kampüslerde yemekhane var (Ayazağa merkez kampüs olduğundan daha büyük olan 75.Yıl). Bunlarda her öğlen yemek çıkar 11.30-14.00 arasında istediğiniz zaman gidip yiyebilirsiniz. Yemekhane girişinde Jeton satan amcalar olur =) 2 liraya İTÜ kabartmalı yemek jetonu alırsınız. Jeton sırasından çıkıp yemek sırasına girersiniz. Orada da jeton alan amcalar olur. Tüm kampüslerde öğle yemeği aynıdır. Bunlar haricinde ödemeyi İTÜ kimliğinizle de yapabilirsiniz. Bilmeyenler için o kimlikler akıllı kartlar. Onların içine 75.Yılın altındaki iş bankasının özel makineleriyle para yükleyip jeton sırası bekleyen arkadaşlarınıza el sallayıp çok hızlı bir şekilde yandaki boş ya da kısa sıralı turnikeden yemeğinize de kavuşabilirsiniz.

Son olarak Gölet yurtlarının karşısındaki Pizza Evi haftasonu dahil her gün açık ve Ayazağa içindeki yurtlara motorla servis yapıyorlar. Pizzasını şiddetle tavsiye ederim ayrıca menü tabakları ve dürümleri de gayet başarılı. İki kutu içecek 2 çok aç 3 normal kişiyi doyuran bir büyük boy pizza 14 lira dersem fiyat hakkında da bir fikriniz olur. Bir de son zamanlarda açılan Sosyal Merkez var ki içinde birkaç farklı markanın restorantları bulunuyor fakat orayı deneme şansım olmadı olunca bu yazıyı güncelleyeceğim.

Not: İTÜ de dışarıdan misafiriniz de yemek yiyebiliyor fakat sizin 2 liraya aldığınız jeton onlara 8 liraya satılıyor.
Not2: Her dönem bölümlerin öğrenci işlerine yemekhane bursu için başvurular açılıyor onlara başvurursanız yemekhanedeki 2 liralık öğle yemeklerini dönem boyu ücretsiz yiyebiliyorsunuz.
Not3: Teknik Forum'da ana sayfanın en altında yemekhanedeki öğle yemeklerinin iki günlük listesi olur oradan takip edebilirsiniz. Teknik Forum için:  http://www.teknikforum.com

Hepsi bu kadar.

Captain out !

8 Kasım 2010 Pazartesi

İTÜ ve İngilizce

 İTÜ'deki hazırlık ve ingilizce sistemi değiştiğinden aşağıdaki bilgiler artık geçerli değildir. Fakat eski durum hakkında bilgi edinmek isteyenler okuyabilirler.
// 
Melabalar,


Çok yoğun bir haftada geçiriyorum aklımda yazacak pek çok şey olmasına rağmen çok vakit bulamadım. direkt başlıyorum aklımda olanları da unutmadan.


Öncelikle İTÜ'deki ingilizce eğitimin olayı hakkında birkaç ipucu. İTÜ'de %30 ingilizce uygulaması var. Şöyle oluyor ki aldığınız her dersin kredi adında bir değeri var genelde bu krediler ders saatleriyle orantılı haftada 4-5 saat olan bir dersini 5 krediyken haftada 3 saat olan bir dersiniz 3 kredi oluyor. En düşük kredili dersler 1 kredi. Konumuza dönecek olursak her bölümünden mezun olabilmeniz için vermeniz gereken bir kredi miktarı var ve bu hemen her bölümde 150 ye yakın bir sayı. İTÜ'ye %30 ingilizce tercih ederek geldiyseniz (her bölümün %100 ingilizce olanları da açıldı 2010 itibariyle. Sanırım tercihler sırasında seçiliyor birisi) bu vermeniz gereken 150 kredinin %30 unu ingilizce vermeniz gerekiyor.


Ders programınıza baktığınızda (seçtiğiniz bölümün Web sayfasında vardır) İngilizce, Türkçe ve belki hem İngilize hem Türkçe olan dersler göreceksiniz. İngilizce olanları ingilizce almak zorundasınız. İngilizce ve Türkçe olanlar anlayacağınız üzere size bırakılmış. Türkçe olanlar ise bir sınırlamaya tabi değil isterseniz onları da ingilizce alabilirsiniz. Yani %30 İngilizce seçip inat edip ben hepsini İngilizce okumak istiyorum diyerek derslerin ingilizcelerini alabilirsiniz. Size tavsiyem ders programınızı incelemeniz. Eğer zorunlu İngilizce dersleriniz vermeniz gereken %30 krediyi dolduruyorsa sorun yok. Ama yetmiyorsa son zamanlarda gittikçe daha fazla kişinin yaptığı gibi ilk iki dönem derslerinin tamamına yakınını İngilizce almanızı tavsiye ederim. Çünkü %30 İngilizce krediyi tamamlamadan mezun olamıyorsunuz ve bütün derslerinizi vermiş olsanız bile Türkçe bir dersi tekrar İngilizce almanız gerekiyor. İlk seneki derslerle İngilizce kredinizi doldurmanız daha rahat olacaktır çünkü ileri dönemlerde ilk defa göreceğiniz önemli konuları bir de İngilizce öğrenmeye çalışmak İngilizcesi iyi olmayanlar için sorun yaratabilir. Fakat teknik terimlerin İngilizcelerini öğrenmek ve sürekli İngilizce konuşulan bir sınıfta bulunmak sizin için faydalı da olabilir. Karar tamamen sizin istekliliğinize kalmış.


İngilizce konusunda birkaç tüyo daha. Bir dersi İngilizce aldığınız halde derse gittiğinizde Türkçe dinleyebilirsiniz. Bazı öğretim görevlileri derse katılımın azalmaması ve ana dilde eğitimin daha verimli olduğunu düşündükleri için İngilizce bile olsa dersi Türkçe anlatmayı tercih ediyor. Bunun yanında kimileri dersi İngilizce anlatıyor ama sınıfın Türkçe konuşmasına izin veriyor. Konuyu İngilizce anlatıp son 15 dk Türkçe olarak özetleyen öğretim görevlilerine de rastlamak mümkün. Lakin ne kadar Türkçeyi destekliyor olsalar da İngilizce bir dersin tüm ödevleri ve sınavları %100 İngilizcedir.


Hazırlık konusunda da bir aydınlatma : Eğer zaten ilk sene hazırlık okuyacağım iyice öğrenirim diyorsanız İTÜ'de öğretilen İngilizcenin sizin İngilizcenizi bir senede yerlerden göklere çıkartacağını sanmayın. İngilizce her zaman duyduğunuz gibi İTÜ'de de aynı prensiple işliyor : Sürekli ve isteyerek tekrar ve pratik yapmadan İngilizce gelişmiyor. Sonuçta İTÜ'deki öğretim görevlileri de ödevlerle alıştırmalarla öğretmeye çalışıyorlar. Tek farkı Proficiency (Yeterlilik) sınavı. Hazırlığa başlamadan önce bir hazırlık atlama sınavı yapılır. Bu sınavdan yeterli puanı alanlar hazırlık okumaz. Hemen peşine bunu geçemeyenler veya buna girmeyenler için seviye belirleme sınavı tarzında kur belirleme sınavı yapılır. Öğrenciler A,B,C ve D olarak 4 gruba ayrılırlar. Hepsi farklı seviyelerden başlar.


A grupları için Sömestr öncesi bir proficiency sınavı yapılır. Belli bir ortalama tutturan B grubu öğrencileri de buna katılabilir. Geçerlerse ikinci dönem hazırlığı geçip bölümlerinde derslerine başlarlar. Geçemezlerse yaz başındaki B,C ve D kurları için olan proficiency sınavına girerler. Onda da başarısız olurlarsa Temmuzun ortalarında "E bunu da geçin bir zahmet !" dercesine yapılan son şans proficiencysine girerler. Geçer not 100 üzerinden 60'tır. Eğer 75'i geçerseniz bölümünüze geçtiğinizde Almanız gereken ING101 dersiyerine daha eğlenceli ola ING103 alırsınız.


İTÜ'de ingilizcenin öyküsü bu. %100 İngilizce bölümler hakkında çok bir bilgim yok nitekim bayağı yeniler fakat bilgi edindikçe onları da ekleyeceğim.


Captain Price out !

7 Kasım 2010 Pazar

İstanbul Teknik Üniversitesi !!!

                                    İTÜ Gümüşsuyu kampüsünden bir kare


Melabalar,

İstanbul Teknik Üniversitesindeki 3.yılımda sonunda artık canıma tak etti diyorum resmen. Bağırmak istiyorum her şeyi ve işte bağırıyorum.

İTÜ bir çok liselinin hayali Türkiye'nin 3 büyüklerinden biri. Hatta geçenlerde otobüs durağında bir grup liseli gencin birbirleriyle nasıl ateşli ateşli üniversite tartışması yaptıklarına kulak misafiri oldum. "İTÜ başka tabi.","Orası İTÜ normal yani.","Ah , İTÜ'yü bir kazansam...". Bir an ben İTÜ'lüyüm imzamı ister misiniz diyecek oldum, vazgeçtim. Aslında gençlerin İTÜ'ye gelmeden bilmeleri gereken fakat onları en iyisine koşturan yakınlarından, onlar üzerinden reklam yapan dershanelerden asla öğrenemezler bunları.

Birincisi İTÜ eğitim seviyesiyle akademik kadrosuyla harika bir yer olarak gösterilir fakat akademik kadronun bir kısmı gerçekten yetenekli işlerini gerçekten severek şevkle yapan, öğrenciler öğrendikçe mutlu olan öğretim görevlileri. Kendi geleceklerini yetiştirdiklerinin, bu gençler ne kadar iyi öğrenirse geleceğin o kadar parlak olacağının farkında olan ve onları bu yöne teşvik eden öğretim görevlileri. Geriye kalanların bir kısmı işini sevmeyen, bir kısmı gençlerden hoşlanmayan, bir kısmı hiç umursamayan, öğrencinin aldığı not kadar değerinin olduğunu savunan, diğer eğitim görevlilerini çekemeyen... Anlayacağınız yaklaşık 25 bin kişilik nüfusu olan İTÜ'de gerçekten her türden insan var.

Sabah gazetesinin kampüslerde ücretsiz dağıtılan özel bir baskısında adını hatırlayamadığım bir köşe yazarı yazmıştı, bu yazarımızın yakından tanıdığı başarılı zeki ve çalışkan bir çocuk iyi bir üniversiteyi kazanır, ilk dersine girer, eğitim görevlisinden gelen şevk kırıcı olumsuz girişle öğrencinin de derse, hocaya bakışı değişir. Yazar bunu öğretim görevlisinin kendi hayatında istediklerini yapamayıp gençlere yansıtmasına bağlamıştı ki buna ben de katılıyorum.

İTÜ'ye dönelim. Dediğim gibi tercih edilen başka bir deyişle "popüler" öğretim görevlileriyle her dersinizi beraber geçiremeyecek olsanız da bu kesimden alabilecek olursanız sizlere çok değerli bilgileri çok kalıcı hale getirerek aktaracaklar ve hatta kendinize onları rol model belirleyeceksiniz, onların eğitim verdikleri sektörlere ilginiz artacak. Fakat İTÜ'nün yıllardır devam eden okul ahalisi tarafından SİS olarak bilinen, online sisteminin mağduru olup eğitim hayatının boyunca bu eğitim görevlilerinden sadece birkaçından ders alma şansınız olacaktır büyük olasılıkla.

Captain Price out.